بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Sahabeyi sevmeyen peygamberini sevemez!

Bismillahirrahmanirrahim,
Allah'a hamd olsun, habibi Muhammed Mustafa'ya salatü selam olsun,

Ey kardeşlerim günümüzde dinimiz parça parça edilmekte ve özellikle ilahiyat fakültelerinden çıkan hoca efendiler sapık görüşlere sevk edilmektedir. Malesef okumak her zaman cehaleti götüren bir şey değildir. Okuyup alim oldum zanneden hoca efendiler kendilerine verilen akademik ünvanlar ile birlikte cehaletlerini dillerine vurmaya başlıyor. Lafımı çok fazla uzatmadan Tarih ve Kuran ışığında ayrı ayrı sahabenin sevilip sevilmemesi konusuna detaylı olarak bakacağız.
sahabe
Sahabe niçin sevilmiyor? 

Konuya giriş yapmadan önce sahabenin tanımını yapalım. Peygamber efendimizi görüp ( veya peygamberin gördüğü) onu tasdik eden ve inanan kişiye sahabe denir. Örneğin; Ebu Cehil peygamberi görmüş ancak inanmamış olduğundan dolayı sahabe değildir.

Allah onlardan razı olsun; Ebu Bekir, Ömer bin Hattab ve Osman bin Affan isimli üç sahabeden her hangi birisini sevmiyorum diyen kişi aynı zamanda farkında olarak veya olmayarak "Kuran-i Kerim eksiktir!" veya "Kuran-i Kerim yanlıştır!" demek zorunda kalacaktır. Ne alakası var demeyin. Zira günümüzde yaşadığımız bu din bize onların vasıtası ile gelmiştir.

Kuran-i Kerim'i kitap olarak ilk birleştiren Ebu Bekir, çoğaltarak vilayetlere yayan ise Osman'dır. Eğer bu kişiler fasık ve ya kafir kimseler ise mutlaka kendi düşünce ve görüşlerini de Kuran-i Kerim içine katmış olmalıdır. Öyle ise Kuran-i Kerim'e de şüphe ile bakılması icap eder.

Bir hoca sahabeden bir kimseyi sevmem diyor ise ona mutlaka niçin sevmediği sorulmalıdır. Cevap ve niyet hep aynı veya bir biri ile benzer olmuştur.

Bir insan tanışma imkanı bulunmadığı kişiyi, hiç tanışmamış olsa dahi sevebilir veya sevmeye bilir. Ancak bu şahsi bir durum olamaz. Bu gibi kişilere olan sevgi veya öfke görüşleri, fikirleri veya yaptıklarından sebeptir.

Yani bugün bir kişinin Ebu Bekir, Ömer veya Osman ile tanışma imkanı olmayacağına göre bunların yaptığı işler ve savunduğu fikirler sebebi ile bunlara düşmanlık gütmesi gerekir. Peki Ebu Bekir, Osman ve Ömer'e yapılan bunca hakaretin ve duyulan bu öfkenin sebebi nedir?

Ali bin Ebû Talib korkusuz ve cesur bir Müslüman iken kendisinden önceki halifelere biat etmiş ve sadakatini hiçbir zaman bozmamıştır. Eğer korkusundan sebep ile biat etti ise Muaviye'den niçin korkmamıştır sorusu akıllı bir kimsenin aklına gelmesi gereken bir sorudur.

Şahsi bakımdan tanışma veya tanıma imkanı olmadığına göre öyle ise sahabeyi sevmeyen kişi onu değil, fikirlerini sevmemektedir. Tehlikeli nokta da budur. Çünkü sahabenin dini olmayan bir fikri yoktur, o fikri de ya Kuran-i Kerimden yada peygamberden almıştır. Bu düşmanlık ya peygambere yada Kuran'a yapılmaktadır.


Bir hadisi şerifinden peygamber efendimiz şöyle buyuruyor;

لاَتَسُبُّواأَصْحَابِيفَوَالَّذِينَفْسِيبِيَدِهِلَوْأَنَّأَحَدَكُمْأَنْفَقَمِثْلَأُحُدٍذَهَبًامَاأَدْرَكَمُدَّأَحَدِهِمْوَلاَنَصِيفَهُ

"Ashabım hakkında uygunsuz sözler söylemeyin! Eğer, sizden birinin Uhud Dağı kadar altını olsa ve bunun tamamını Allah yolunda infak etse, bu, onların bir-iki avuçluk infakına, hatta yarısına bile mukabil gelmez."
Sahabe İslam'ın en zor günlerinde peygamberi ve dini tek bırakmamış ve canları, malları ile desteklemişlerdir.Bir diğer hadis-i şerifinde ise;

اللّٰهَاللّٰهَفيِأَصْحَابِي،اللّٰهَاللّٰهَفيِأَصْحَابِي. لاَتَتَّخِذُوهُمْغَرَضاًبَعْدِي،فَمَنْأَحَبَّهُمْفَبِحُبِّيأَحَبَّهُمْوَمَنْأَبْغَضَهُمْفَبِبُغْضِيأَبْغَضَهُمْ،وَمَنْآذَاهُمْفَقَدْآذَانِي،وَمَنْآذَانِيفَقَدْآذَىاللّٰهَ،وَمَنْآذَىاللّٰهَفَيُوشِكُأَنْيَأْخُذَهُ

"Allah Allah! Aman ashabım hakkında söz söylemekten sakının! Allah Allah! Aman ashabım hakkında söz söylemekten sakının! Zinhâr, benden sonra onları hedef almayın! Onları seven, beni sevdiği için sever; onlara buğzeden, bana buğzettiği için buğzeder. Onlara eziyet veren, bana eziyet vermiş, bana eziyet verense Allah'a eziyet etmiş sayılır. Allah'a eziyet vereni de, Allah hemen cezalandırır."

bu hadis-i şerif az önce bahsettiğim fikir ve yapılan işler bakımından sevmemeyi desteklemektedir. Ayrıca sahabe hakkında bir çok hadis-i şerif bulunmaktadır.

Kuran-i Kerim'de sahabeyle ilgili olarak şu ayetler yer almaktadır;

الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُواْ لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ

Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler. (ÂLİ İMRÂN Suresi 173)

مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا

Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir. (FETİH Suresi 29)
وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالَّذِينَ آوَواْ وَّنَصَرُواْ أُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ

İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır. (ENFÂL Suresi 74)

وَالسَّابِقُونَ الأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالأَنصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُم بِإِحْسَانٍ رَّضِيَ اللّهُ عَنْهُمْ وَرَضُواْ عَنْهُ وَأَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي تَحْتَهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır. (TEVBE Suresi 100)

لِلْفُقَرَاء الْمُهَاجِرِينَ الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِن دِيارِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا وَيَنصُرُونَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أُوْلَئِكَ هُمُ الصَّادِقُونَ

Bu mallar özellikle, Allah’tan bir lütuf ve hoşnudluk ararken ve Allah’ın dinine ve peygamberine yardım ederken yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılan fakir muhacirlerindir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir. (HAŞR Suresi 8)

وَالَّذِينَ تَبَوَّؤُوا الدَّارَ وَالْإِيمَانَ مِن قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِّمَّا أُوتُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلَى أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine’ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (HAŞR Suresi 9)

وَالَّذِينَ جَاؤُوا مِن بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ

Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” (HAŞR Suresi 10)

Şimdi hakkında bir çok ayet ve hadis bulunan kişileri sevmemek uygun mudur? Ayrıca şunu ısrarla belirtmek istiyorum ki; sahabe diye tanımladığımız kişileri günümüzde şahsen tanıma imkanı yoktur, öyle ise onları sevmemenin tek sebebi peygamberin sohbetinde bulunup, dini muhafaza etmeleridir.

Bu konuda ileri ki günlerde Allah nasip ederse daha fazla konuyu daha detaylı şekilde yazmayı planlıyorum. Hepinize saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Allah'a emanet olun. Selamun Aleyküm.

0 yorum:

Yorum Gönder

Copyright © asakirullah.com - Hakkımızda - İletişim | Powered by Blogger

Tüm hakları saklıdır!