بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Kuran'a göre Müslümanın tarifi!

Bismillahirrahmanirrahim,

Allah'a hamd olsun, Allah'ın selamı peygamberinin üzerine olsun,

Sevgili kardeşlerim, şahsen çok fazla insanların içine çıkmasam da ara sıra bir şekilde toplumun içine karışıp, insanlar ile sohbet etme ihtiyacı hissediyorum. Toplu taşımada olsun, arkadaş gurubu içerisinde olsun benimsediğim ve ilgi duyduğum dini konuları konuşmayı seviyorum. Bu şekilde insanların ne şekilde dinden uzaklaştırıldığını ve hangi sapık görüşlere nasıl tabi olduklarını tespit etmek daha kolay oluyor.



Müslüman'ım diye geçinen insanlara şöyle bir bakıyorum da hiç bir emri tutmuyor, hiç bir yasaktan geri durmuyorlar. Birde Müslümanlar ki hiç sormayın. Nasıl oluyorsa hiçbir dini görevi yerine getirmeyen, yaptıkları hakkında zandan başka bir bilgisi bulunmayan insanlar topluluğu haline gelip üstüne birde İslam'ı hissede hissede yaşamış ecdada dil uzatan Müslüman olabiliyor?

Madem ki, Müslüman olmak için dil ile kelime-i şahadet getirmek yetiyor, kelime-i şehadet getirip her şeye kaldığı yerden devam ederek oluyor da hakiki Müslümanlar niçin dünya da bu kadar sıkıntı çekiyor?

Sadece kelime-i şehadet getiren Müslüman'dır. Ancak dediğinin ne anlama geldiğini bilerek söylediği sürece Müslüman'dır. Kelime-i şehadet getirmek, Allah'ın emrettiğini yapacağına ve yasaklarından kaçacağına söz verdiği anlamına gelir ki emirler (İslam'ın Şartları) ve yasaklar Kuran-i Kerim'de açık bir şekilde belirtilmiştir.

Biz bir tek Allah'a iman ettik. Allah'a iman eden bir Müslüman, Allah'ın buyruğundan zerre kadar dışarı çıkmaması gerektiğini en iyi bilendir.

Allah'a İslam olmayan Müslüman sayılmıyor arkadaş! İslam'ın kelime anlamı koşulsuz şartsız teslim olmaktır. Allah bir şey buyurduğu vakit bu da olur mu dememektir? Bir şey emrettiği zaman o emri en iyi şekilde yerine getirmektir. İslam'ın şartı ise 5'tir. İnanın kendimi İlkokul seviyesinde ki çocuklara konuşuyor gibi hissediyorum ama ben bir kere daha sayacağım.

  1. Kelime-i Şehadet getirmek,
  2. Namaz kılmak,
  3. Oruç tutmak,
  4. Zekat vermek,
  5. Hacca gitmek
Bu şartların hepsine zaten ileride tek tek değineceğim. Sonda ki iki şart Allah'ın verdiği nimet ve rızık ile ilgili olduğu için zengin olmayan Müslümanın yapması gerekmez. Zaten Allah'da İslam şartlarının neye göre olduğunu kitabında belirtmiştir. Örneğin, sağlığı elverişli olmayandan oruç da düşer. Ancak Namaz ve kelime-i şehadet deli olmayan her Müslüman için şarttır. Ölüm haricinde bu şartlar Müslümandan düşmez. Şartları yerine getiren İslam (Müslüman) olmuş olur.

Bir insan İslam olduktan sonra İman sahibi olup olmadığını ancak Allah (c.c) bilir. İslam olmayan bir insanın İmamsız olduğunu hem kul bilir hem Allah (c.c) bilir.

Din oyuncak değildir, kafanıza ve anne, babanıza göre dini çeviremezsiniz! İnsanlara Müslüman olup olmamaları konusunda Allah bir özgürlük vermiş. Eğer her gün 5 defa namaz kılmayacak isen Müslümanım deme! Eğer hayır, ben Müslümanım diyorsan o zaman namazı kıl! Bu açıkça Allah ve Müslümanlar ile alay etmektir.

Müslüman hem inanmak zorundadır, hem İslam olmak zorundadır. İman sahibi olup olmadığı da demin de dediğim gibi ancak Allah tarafından bilinir. İslam oldu ise hem kullar hemde Allah tarafından bilinir.

Allah (c.c) Kuran'da Müslümanın tarifini şöyle yapıyor;

  1. İbadetlere titizlik gösterir, namaz, oruç ve benzeri ibadetleri dikkatle yerine getirirler. (Bakara, 2/238; Enfal, 8/3; Müminun, 23/1-2)
  2. Çoğunluğa değil, Allah'ın verdiği kıstaslara uyarlar. (Enam, 6/116)
  3. Kur'an'a kuvvetle bağlıdırlar. Tüm hareketlerini Kur'an'a göre düzenlerler. Kur'an'a göre yanlış olduğunu gördükleri bir tavırdan hemen vazgeçerler. (Araf, 7/170; Maide, 5/49; Bakara, 2/121)
  4. Sadece Allah'ı ve müminleri dost ve sırdaş edinirler. (Maide, 5/55-56; Mücadele, 58/22)
  5. Akıl sahibidirler. Her an ibadet bilincinde olduklarından sürekli dikkatli ve uyanıktırlar. Devamlı olarak müminlerin ve dinin lehine akılcı hizmetler yaparlar. (Mümin, 40/54; Zümer, 39/18)
  6. Tüm güçleriyle Allah adına inkarcılara, özellikle inkarcıların önde gelenlerine karşı büyük bir fikri mücadele verirler. Hiç yılmadan ve gevşemeden mücadelelerini sürdürürler. (Enfal, 8/39; Hac, 22/78; Hucurat, 49/15; Tevbe, 9/12)
  7. Sürekli Allah'ı anarlar. Allah'ın her şeyi gören ve işiten olduğunu bilir, sürekli Allah'ın sonsuz kudretini hatırda tutarlar. (Al-i İmran, 3/191; Rad, 13/28; Nur, 24/37; A'raf, 7/205; Ankebut, 29/45)
  8. Müminler ancak Allah'a kulluk ederler. O'ndan başka zihinlerinde ilahlaştırdıkları hiçbir varlık yoktur. (Fatiha, 1/1-7; Nisa, 4/36)
  9. Allah'tan korkup-sakınırlar. Allah'ın yasakladığı veya rızasına aykırı olan bir şeyi yapmaktan çok çekinirler. (Al-i İmran, 3/102; Yasin, 36/11; Tegabün, 64/15-16; Zümer, 39/23)
  10. Yalnızca Allah'a güvenirler. (Bakara, 2/249; Tevbe, 9/25-26)
  11. Allah'tan başka hiç kimseden korkmazlar. (Ahzab, 33/39)
  12. Allah'a şükrederler. Bu nedenle ekonomik yönden darlıkta ya da bollukta olmaları onlara herhangi bir üzüntü ya da böbürlenme vermez. (Bakara, 2/172; İsra, 17/3; İbrahim, 14/7)
  13. Kesin bilgiyle iman etmişlerdir. Allah'ın rızasını kazanmaktan dönmek gibi bir düşünceye asla kapılmazlar. Her gün daha şevkli ve heyecanlı biçimde hizmetlerini sürdürürler. (Hucurat, 49/15; Bakara, 2/4)
  14. Allah karşısında acizliklerini bilirler. Mütevazidirler. (Ancak bu, insanlara karşı aciz görünmek ve ezik tavırlar sergilemek demek değildir.) (Bakara, 2/286; A'raf, 7/188)
  15. Her şeyin Allah'tan olduğunu bilirler. Bu nedenle hiçbir olay karşısında telaşa kapılmaz, her zaman serinkanlı ve tevekküllü davranırlar. (Tevbe, 9/51; Teğabün, 64/11; Yunus, 10/49; Hadid, 57/22)
  16. Ahirete yönelmişler, asıl hedef olarak ahireti belirlemişlerdir. Ancak dünya nimetlerinden de faydalanır, dünyada da cennet ortamının bir benzerini oluşturmaya çalışırlar. (Nisa, 4/74; Sad, 38/46; A'raf, 7/31-32)
  17. Hakkı söylemekten çekinmezler. İnsanlardan çekindiklerinden dolayı gerçeği açıklamaktan geri kalmazlar. İnkar edenlerin haklarında söylediklerine, alay ve saldırılarına aldırmazlar, kınayıcıların kınamasından korkmazlar. (Maide, 5/54, 67; A'raf, 7/2)
  18. Allah'ın dinini tebliğ etmek. Çeşitli biçimlerde insanları Allah'ın dinine davet ederler. (Nuh, 71/5-9)
  19. Baskıcı değillerdir. Merhametli ve yumuşak huyludurlar. (Nahl, 16/125; Tevbe, 9/128; Hud, 11/75)
  20. Öfkelerine kapılmazlar, hoşgörülü ve bağışlayıcıdırlar. (Al-i İmran, 3/134; A'raf, 7/199; Şura, 42/40-43)
  21. Güvenilir insanlardır. Son derece güçlü bir kişilik sergiler, etraflarına da güven telkin ederler. (Duhan, 44/17-18; Tekvir, 81/19-21; Maide, 5/12; Nahl, 16/120)
  22. Baskı ve zulüm görürler. (Şuara, 26/49, 167; Ankebut, 29/24; Yasin, 36/18; İbrahim, 14/6; Neml, 27/49, 56; Hud, 11/91)
  23. Zorluklara katlanırlar. (Ankebut, 29/2-3; Bakara, 2/156, 214; Al-i İmran, 3/142, 146, 195; Ahzap, 33/48; Muhammed, 47/31; Enam, 6/34)
  24. Zulümden ve öldürülmekten korkmazlar. (Tevbe, 9/111; Al-i İmran, 3/156-158, 169-171, 173; Şuara, 26/49-50; Saffat, 37/97-99; Nisa, 4/74)
  25. İnkarcıların saldırı ve tuzaklarıyla karşılaşır, alaya alınırlar. (Bakara, 2/14, 212)
  26. Allah'ın koruması altındadırlar. Aleyhlerinde kurulan tüm tuzaklar boşa çıkar. Allah, onları tüm iftira ve tuzaklara karşı koruyarak, onları üstün kılar. (Al-i İmran, 3/110-111, 120; İbrahim, 14/46; Enfal, 8/30; Nahl, 16/26; Yusuf, 12/34; Hac, 22/38; Maide, 5/42, 105; Nisa, 4/141)
  27. İnkarcılara karşı tedbirlidirler. (Nisa, 4/71, 102; Yusuf, 12/67)
  28. Şeytanı ve yandaşlarını düşman edinmişlerdir. (Fatır, 35/6; Zuhruf, 43/62; Mümtehine, 60/1; Nisa, 4/101; Maide, 5/82)
  29. Münafıklara karşı mücadele eder, münafık karakterlilerle birlikte olmazlar. (Tevbe, 9/83, 95, 123)
  30. İnkarcıların zorbalıklarına engel olurlar. (Ahzab, 33/60-62; Haşr, 59/6; Tevbe, 9/14-15, 52)
  31. Birbirlerine danışarak (istişare ile) hareket ederler. (Şura, 42/38)
  32. İman etmeyenlerin gösterişli yaşantısına özenmezler. (Kehf, 18/28; Tevbe, 9/55; Taha, 20/131)
  33. Zenginlik ve mevkiden etkilenmezler. (Hac, 22/41; Kasas, 28/79-80; Nahl, 16/123)
  34. Allah'a yakınlaşmak, örnek bir mümin olmak için gayret sarfederler. (Maide, 5/35; Fatır, 35/32; Vakıa, 56/10-14; Furkan, 25/74)
  35. Şeytanın etkisine girmezler. (A'raf, 7/201; Hicr, 15/39-42; Nahl, 16/98-99)
  36. Atalarına körü körüne uymazlar. Kur'an'a göre hareket ederler. (İbrahim, 14/10; Hud, 11/62, 109)
  37. İsraftan kaçınırlar. (Enam, 6/141; Furkan, 25/67)
  38. İffetli davranırlar ve Allah'ın istediği şekilde evlenirler. (Müminun, 23/5-6; Nur, 24/3, 26, 30; Bakara, 2/221; Maide, 5/5; Mümtehine, 60/10)
  39. Dinde aşırılığa kaçmazlar. (Bakara, 2/143; Nisa, 4/171)
  40. Fedakardırlar. (İnsan, 76/8; Al-i İmran, 3/92, 134; Tevbe, 9/92)
  41. Temizliğe dikkat ederler. (Bakara, 2/125, 168; Müddessir, 74/1-5)
  42. Müminlerin arkasından konuşmaz, kusurlarını araştırmazlar. (Hucurat, 49/12)
  43. Haset etmekten kaçınırlar. (Nisa, 4/128)
  44. Allah'tan bağışlanma dileyenlerdir. (Bakara, 2/286; Al-i İmran, 3/16-17, 147, 193; Haşr, 59/10; Nuh, 71/28)
Kuran-i Kerim'den bu ayetleri görünce de durmayıp, "Kuran'ı böyle yorumlamamak lazım" diyenlerinizi duyuyor gibiyim. Evet, ben sizin aksine Kuran'ı nefsim ile yorumlamaktan Allah'a sığınırım.
Bu makaleyi daha fazla uzatmamak adına ibadet özellikle de namaz hakkında ki ayetleri yazmadım. Namaz ve benzeri ibadetler konusunda farklı makaleler yazacağım. Göreceksiniz ki Allah namaz ve oruç gibi ibadetlere oldukça önem veriyor ve hatta şart koşuyor.
Şimdilik yazımı burada sonlandırıyorum. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, Allah'a emanet olun.

1 yorum:

Copyright © asakirullah.com - Hakkımızda - İletişim | Powered by Blogger

Tüm hakları saklıdır!